Bin yıldır vatanımız olan bu topraklarda her ırka, dine, mezhebe, kökene mensup insanlar hiçbir endişe veya baskı olmadan özgürce yaşamıştır.
İstanbul’a, Hatay’a, Mardin’e, Diyarbakır’a; birçok şehrimize gittiğinizde camilerle birlikte kilise ve sinagogları yan yana görürsünüz.
İstanbul’da Aya İrini Müzesi ve Neve Şalom Sinagogu, Trabzon’da Sümela Manastırı, Van’da Akdamar Müzesi ve daha nicesi işte bu ortak yaşam kültürümüzün tanıklarından sadece birkaçıdır.
Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana 100’e yakın kilise, manastır ve ibadethanenin restorasyonunu tamamladık.
Yıl sonuna kadar 5 eseri daha ibadete açmayı hedefliyoruz.
Kültürel, dinî, etnik farklılıkları bir ayrışma unsuru olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak addediyoruz.
Her bir insanımız dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf vatandaşıdır.
Bunun temelinde ise yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven, kâinata sevgi ve şefkat nazarıyla bakan medeniyet tasavvurumuz vardır.