Kadınlar seçme ve seçilme hakkını 91 sene önce elde etmiş olsa da bunu hiçbir kısıtlama olmadan kullanmaları uzun, sancılı, zorlu, bedellerle dolu bir mücadeleyi gerekli kılmıştır.
Gururla ifade etmek isterim ki Türkiye, kadın hakları konusunda altın yıllarını bizim dönemimizde yaşıyor.
Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken biz hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette, en önemlisi de siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz.
Göreve geldiğimizde kadınların iş gücüne katılım oranı %27,9’du, Eylül 2025 itibarıyla bu sayı %35,7’ye yükseldi.
Parlamentodaki kadın temsil oranı sadece %4,4’tü, bu oran bugün %19,83’e çıktı.
Kadın muhtarların sayısı 117’den 2 bin 1’e yükseldi.
Kadın kamu çalışanlarının oranı 2024 yılı itibarıyla %43,46’ya ulaştı.
Kadın valilerimizin sayısını 4 katına, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık.
2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken bugün 80 kadın büyükelçimiz görev yapıyor.
Kadın profesörlerimizin oranı %24’ten %36’ya, doçentlerimizin oranı %31’den %44’e, öğretim görevlilerimizin oranı %36’dan %53’e yükseldi.
Sadece 23 yıl gibi kısa bir sürede işte bütün bunları başardık.
Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık.
Bu mücadeleyi sonuna kadar kadınlarla birlikte sürdüreceğiz. İnşallah daha güzel seviyelere yine birlikte geleceğiz.