Türk dünyasının varlığından bahsetmek 1940’ların tek parti döneminde ülkemizde yasaklanmıştı.
Mesela 1944 yılında sırf Türkiye dışındaki soydaşlarımızla ilgilendiği için birçok aydın, yazar, sanat erbabı “Turancı” denilerek tabutluklara konulmuş ve işkence görmüştür.
Yani tek parti döneminde “Türkiye dışında da Türk var” demek suç sayılıyor, yıllarca tabutluklarda işkence görmek anlamına geliyordu.
Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini, Boraltan Köprüsü’nde kurşuna dizileceklerini bilerek katillerine teslim etmiş, tarihe Boraltan Faciası olarak geçen bir utanç lekesi bulaştırmışlardır.
Boraltan Faciası hem milletimizin hem de Azerbaycan Türklerinin zihin ve gönül dünyasında iyileşmesi uzun yıllar alan derin yaralar açmıştır.
Tek parti zihniyetinin günümüzdeki temsilcisi olan CHP, Türk dünyasına hâlen şaşı bakmayı sürdürmektedir.
Karabağ’ın 44 gün süren Vatan Muharebesi’nde bunu bir kez daha gördük.
Hatırlayın, CHP’nin dış politikasını yöneten isim çıktı, aynen şunu söyledi:
“Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor.”
Tıpkı 1945 yılında, Boraltan Faciası’nda olduğu gibi Karabağ’ın azatlık mücadelesinde de yanlış yaptılar; milletimizi mahcup ettiler, utandırdılar.
Suriye halkının tepesine varil bombaları yağarken CHP’nin devrik genel başkanı grup kürsüsünden şunları söylüyordu:
“Bayırbucak’tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı, hâlâ dünyadan haberleri yok bunların.”
Son yıllarda yaşadığımız iki önemli meselede CHP’nin tavrı bu oldu.
Yeni genel başkanın, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında, elinde binlerce soydaşımızın kanı olan Baas diktasını “sekülerlik” üzerinden aklamaya çalışması, daha ileri giderek CHP ile Baas rejimi arasında özdeşlik kurması bu zihniyetin hâlen devam ettiğinin işaretidir.